İran'ın Ankara Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı

Halkların Demokratik Partisi (HDP), MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla yanıt verdi.

Quote Message: Bahçeli’ye yanıtımızdır; İktidara dayanarak, sarayın konforlu gölgesine sığınarak mafyacılık yapanlar bu ülkenin gerçek düşmanlarıdır. Size rağmen bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz. HDP’yi kapatmak yerine ağzınızı kapatırsanız ülkenin geleceğine büyük iyilik etmiş olacaksınız.”

Bahçeli’ye yanıtımızdır; İktidara dayanarak, sarayın konforlu gölgesine sığınarak mafyacılık yapanlar bu ülkenin gerçek düşmanlarıdır. Size rağmen bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz. HDP’yi kapatmak yerine ağzınızı kapatırsanız ülkenin geleceğine büyük iyilik etmiş olacaksınız.”

Bahçeli bugün Twitter hesabından yaptığı açıklamada "HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır" demişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan ziyaretindeki askeri tören sırasında okuduğu bir şiir nedeniyle Türkiye ve İran arasında ipler geriliyor.

Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi'nin İran Dışişleri Bakanlığı'na çağrılmasının ardından Ankara'nın yanıtı gecikmedi.

İran'ın Ankara Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik mesnetsiz iddialar konusundaki tepki" iletildi.

İran tepki göstermişti

Bugün erken saatlerde İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Derya Örs'ün çağrılarak, Türkiye'den "acilen açıklama beklendiğinin" bildirildiğini duyurmuştu.

Hatipzade, "Topraklar üzerinde hak iddia edilen, yayılmacı imparatorlukların çağının yıllar önce sona erdiğinin" Büyükelçi Örs'e bildirildiğini söyledi.

İran Dışişleri Sözcüsü, ülkenin toprak bütünlüğüne ve ulusal güvenliğine yönelik herhangi bir müdahaleye izin verilmeyeceğini de ekledi.

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ kutlama törenine katılan Erdoğan’ın okuduğu şiir, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in de tepkisini çekmişti.

Zarif, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Bakü'de hatalı olarak anlattığı şeyin, Aras'ın kuzeyindeki bölgelerin İran anavatanından zorla ayrılmasına atıfta bulunduğu bilgisi verilmemiş. O, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin egemenliğine karşı konuştuğunu fark etmedi mi acaba?” dedi.

Erdoğan, Bakü’deki konuşmasında Şair Bahtiyar Vahapzade'nin "Topraktan pay olmaz" şiirinden bir bölüm okumuştu.

Getty ImagesCopyright: Getty Images

ABD’de Türkiye’ye yaptırımları da içeren savunma bütçesi tasarısı Temsilciler Meclisi’nin ardından Senato’dan da geçti.

Türkiye'ye CATSAA yaptırımlarını içeren tasarı, Senato’dan 3’te 2 çoğunlukla geçti. Böylece ABD Başkanı Donald Trump’ın yasayı veto etmesi durumunda bile yaptırımlar devreye girebilecek.

Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa Tasarısı (NDAA) adıyla oylanan tasarı, Temsciler Meclisi'nde ezici bir çoğunluğun desteğiyle önceki gün kabul edilmişti.

Tasarıda, Trump'tan Türkiye'ye 30 gün içinde ABD'nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası'nda (CAATSA) yer alan 12 yaptırımdan en az beşini uygulaması talep ediliyor.

CAATSA kapsamında, yaptırım uygulanan kişi ve kurumlara ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi, ABD ve uluslararası mali kuruluşlarından kredi verilmemesi, mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi, döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması gibi yaptırımlar yer alıyor.

Trump, Türkiye'ye S-400 yaptırımlarını 'bugün açıklayabilir' - BBC News Türkçe

DHA’nın haberine göre Düzce’de Önder Saraçlı isimli vatandaş, akılı telefonu olmadığı için HES kodunu plaka yaptırıp boynuna astı.

Saraçlı, alışveriş merkezi ve kamu kurumlarına girerken akıllı telefonu olmadığı ve HES kodunu ezbere bilmediği için zaman kaybı yaşaması nedeniyle bu yola başvurduğunu anlattı.

Saraçlı, “HES kodumu bu şekilde çıkararak hem kurumlardaki arkadaşlarımıza yardımcı olmak hem de kendi sağlığımı korumak istedim. Artık bu kişisel bir durum oldu. Bu bizim plakamız haline geldi. Sağlığımız için önemli. Bunlar bize özel numaralar” dedi.

DHACopyright: DHA

Sağlık Bakanlığı'nın koronavirüs verilerine göre, Türkiye'de son 24 saatte 32 bin 106 yeni vaka tespit edildi, 226 kişi yaşamını yitirdi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Bugün tespit edilen 5.607 yeni hastamız var. Ağır hasta sayısının artış hızı durağana yaklaştı. Tedbirlere kararlılıkla uymak zorundayız. Aşı uygulanıp etkisini gösterene kadar ısrarla kendimizi ve sevdiklerimizi koruyalım. Bu hepimizin ortak sorumluluğu" açıklamasını yaptı.

Getty ImagesCopyright: Getty Images

İçişleri Bakanlığı, sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanacağı hafta sonlarında market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçilerin 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacağını hatırlatarak, lokanta, restoran, pastane ve tatlıcı gibi iş yerlerinin de Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri 10.00-24.00 saatleri arasında paket servis faaliyetlerini sürdürebileceğini duyurdu:

"Market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçiler bugün saat 20.00'ye kadar, Cumartesi ve Pazar günleri ise 10.00-17.00 saatleri arasında açık olacaktır. Yine belirtilen süre içerisinde marketler ve bakkallar telefonla ya da online olarak aldıkları siparişleri teslim edebileceklerdir. Lokanta/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı iş yerleri ise bugün saat 20.00'ye kadar açık olacaklardır. Bu iş yerleri Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri 10.00-24.00 saatleri arasında paket servis faaliyetlerini sürdüreceklerdir. Cumartesi ve Pazar günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacaktır. Online sipariş firmaları da Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinde 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebileceklerdir. Vatandaşlarımız sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan günlerde, ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçi ve fırın ya da ekmek satış bayine yürüyerek gidip gelebileceklerdir."

Açıklamada ayrıca, vatandaşların temel ihtiyaç malzemelerine ulaşmaları noktasında herhangi bir zorlukla karşı karşıya kalmamaları için her türlü tedbirin alındığı ifade edilerek, "Bu nedenle vatandaşlarımızdan sokağa çıkma kısıtlamasının başlayacağı saat olan 21.00'den önce evlerinde olacak şekilde hareket etmelerini, başta büyükşehirlerimiz olmak üzere diğer illerimizde trafikte oluşabilecek yoğunluklar göz önünde tutarak gerekli tedbirleri almaları hususunu istirham ediyoruz" denildi.

Getty ImagesCopyright: Getty Images

MHP lideri Devlet Bahçeli, 10 Aralık İnsan Günü nedeniyle yapılan açıklamaları Twitter hesabı üzerinden eleştirdi:

"10 Aralık İnsan Hakları Günü münasebetiyle, yine bildik aydın müsveddeleri, kiralık kalem, sözde gazeteci ve kimliksiz akademisyenlerden mürekkep 805 çürük şahıs sipariş bir zillet bildirisine ortaklaşa imza atmışlardır. İhanet masasının başında mama kuyruğuna girmişlerdir."

Bahçeli'nin twitter paylaşımları şu ifadelerle sürdü:

"Kandil’in sesi kesilmiş, teröristlerde korku dağları sarmış, kaçacak ve saklanacak yeni delikler aramaya başlamışlardır. Ancak bu defada TBMM’de grubu bulunan terörizmin vekil suretleri sabırları zorlayan, tahammülleri test eden konuşmalarla yegane mihrak haline gelmişlerdir.

"HDP isimli husumet ve hıyanet oluşumu demokrasinin ardına saklanarak, özgürlük ve insan hakları sığınığına yuvalanarak Türkiye’ye meydan okumaktadır. HDP bir terör sorunudur, bölücülük yuvasıdır, fitne tezgahıdır, demokratik güvenliğimize doğrulmuş melun bir silahtır.

"Bu kervan böyle gitmemelidir. Adalet ve hukuk mutlak surette devreye girmeli, HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır. Yani demem odur ki, HDP’yi Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuştur. Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalıdır."

HDP’nin kapatılması talebinin ardından Bahçeli, yargı reformu tartışmaları için de “Anlaşıldığı üzere, 2021 reform yılı olacaktır. Bizim de arayış ve özlemimiz budur. Hukuktan ekonomiye, daha doğrusu hayatın her alanında 2023 vizyonuna muvafık ve müzahir bir reform seferberliğine sonuna kadar destek olacağımızın güvence ve sözünü açık çek olarak veriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ardından da son haftalarda gündeme gelen Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın uzun tutukluluk sürelerine değindi. Demirtaş'a "terörist" Kavala'ya "Sorosçu" diyen Bahçeli, "Tarafsız Türk mahkemeleri karar vermelidir, suç ve suçluyla mücadele edilmelidir" ifadelerini kullandı:

“Zillet ittifakının istismar kozları elinden alınmalıdır. Uzayıp giden davalar süratle karara bağlanmalıdır. Terörist Demirtaş veya Sorosçu Kavala hakkında karar oluşmalı, hukuken suçlu olup olmadıkları da teyit ve tescil edilmelidir. Yargı reformunun önceliği bu olmalıdır.

"Cezaevinde tutuklu bulunan bir teröristten demokrasi abidesi çıkarma çabalarına bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri geldiğimiz bu aşamada bir son vermelidir. Kim olursa olsun, muhatap şahısların hakkında Türk adaletinin vereceği her karara saygı duymak da temel ilkemizdir.

"Terörist Demirtaş davasının bu kadar sürmesinin, mesela 16 Mart 2021’e ertelenmesinin makul bir nedeni var mıdır? Suç ve suçluyla gecikmeksizin mücadele edilmelidir. 2021 yılında terörle ilgili tüm davalar sonuçlanmalı, Türkiye bu bahsi hukuken kapatmalıdır.

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kökleşmesi, tam olarak yerleşmesi, var olan tüm kurum ve kurallarıyla devlet ve toplum hayatının kılcal damarlarına nüfuz etmesi maksadıyla ne gerekiyorsa yapılmalı, nasıl bir reform süreci öngörülüyorsa tatbik edilmelidir."

Getty ImagesCopyright: Getty Images

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, AB Liderler Zirvesi'nin Türkiye ile ilgili sonuç bildirisine ilişkin, "AB Konseyi, mart ayına kadar bir rapor sunulmasını bekliyor, orada karar alınması bekleniyor. Burada gerilimin azaltılması ile ilgili bir beklenti var" dedi.

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, AB Liderler Zirvesi'nin Türkiye ile ilgili sonuç bildirisine ilişkin açıklama yaptı. Büyükelçi Meyer-Landrut, AB Konseyi'nin dün ve bugün toplantı yaparak, AB-Türkiye ilişkilerini değerlendirdiğini anımsattı:

Quote Message: Bunlar daha önce 1 Ekim tarihinde alınan kararlara istinaden alınan kararlar. Öncelikle AB-Türkiye ilişkileri, Doğu Akdeniz ile ilgili 30 numaralı paragraf, üye devletlerin liderlerinin ve Konsey'in son 3 ayda ekim başından bu yana olan gelişmeler ile ilgili değerlendirmelerini ortaya koyuyor. Burada 'Maalesef, Türkiye AB’ye karşı tek taraflı bazı adımlar atmıştır. Doğu Akdeniz'de bu çerçevede bazı adımlar atmıştır' diye bir durum değerlendiriliyor. Bu değerlendirmenin yanı sıra AB Konseyi bu çerçevede 'Oruç Reis'in geriye çekilmesi ile ilgili adımı da kayıt altına almış durumda."

Bunlar daha önce 1 Ekim tarihinde alınan kararlara istinaden alınan kararlar. Öncelikle AB-Türkiye ilişkileri, Doğu Akdeniz ile ilgili 30 numaralı paragraf, üye devletlerin liderlerinin ve Konsey'in son 3 ayda ekim başından bu yana olan gelişmeler ile ilgili değerlendirmelerini ortaya koyuyor. Burada 'Maalesef, Türkiye AB’ye karşı tek taraflı bazı adımlar atmıştır. Doğu Akdeniz'de bu çerçevede bazı adımlar atmıştır' diye bir durum değerlendiriliyor. Bu değerlendirmenin yanı sıra AB Konseyi bu çerçevede 'Oruç Reis'in geriye çekilmesi ile ilgili adımı da kayıt altına almış durumda."

Büyükelçi Meyer-Landrut, ikinci önemli konunun, beklentilerin ifade edilmesi olduğuna işaret ederek, "Buradaki beklentiler, gerilimin azaltılması ve doğrudan Türkiye ve Yunanistan arasında görüşmelere izin verecek şekilde adımların atılmasının beklenmesi. Birincisi değerlendirme, ikincisi beklentilerdi, üçüncü husus ise AB Konseyi'nin, AB ile Türkiye arasında iş birliğine dayalı karşılıklı çıkarlara dayalı ilişkilerin geliştirilmesi ile ilgili olarak 31'inci paragrafta açık bir biçimde, pozitif biçimde Türkiye-AB gündeminin masada halen konuşulan bir konu olduğu ifade ediliyor. Bu tabi ki aynı zamanda daha önce belirtilmiş olan ekimdeki beklentiler doğrultusunda da devam eden bir konu" diye konuştu.

Meyer-Landrut, "Dikkatinizi çekmek istediğim 4'üncü nokta ise birinci paragraftaki değerlendirmeden yola çıkarak yine stratejik şekilde diyaloğun iş birliği çerçevesinde yürütülmesini dikkate alarak, AB Konseyi iki görev belirlemiş durumda. AB tarafı, bu çerçevede koordinasyona hazır olduğunu aynı zamanda bu çerçevede işbirliğine açık olduğunu ifade ediyor" dedi:

Quote Message: AB Konseyi bu çerçevede, mart ayına kadar bir rapor sunulmasını bekliyor. Dolayısıyla AB Konseyi'nin bir sonraki aşamada değerlendirme yapacak olduğu toplantı mart ayında yapılacak. Daha erken aşamada gerekli bazı değerlendirmeler olmazsa mart ayına kadar rapor sunulması, orada karar alınması bekleniyor. Kabul edilen kararlar tabi ki geniş kapsamlı bazı sonuçları beraberinde getiriyor. Bu sonuçlar da AB'nin Türkiye'ye ve Türkiye ile olan ilişkilere atfetmekte olduğu stratejik önemi gösteriyor. Beklentilerini ifade ediyor, burada gerilimin azaltılması ile ilgili bir beklentisi var. Bu çerçevede ekim ve kasım aylarında gerçekleşen hususlarla ilgili olarak da bu listeye bazı ilave eklemeler yapılması ile ilgili bir değerlendirme yapılıyor. Bu bir gün içinde olacak bir şey değil, bununla ilgili sonuç mart ayında olacak."

AB Konseyi bu çerçevede, mart ayına kadar bir rapor sunulmasını bekliyor. Dolayısıyla AB Konseyi'nin bir sonraki aşamada değerlendirme yapacak olduğu toplantı mart ayında yapılacak. Daha erken aşamada gerekli bazı değerlendirmeler olmazsa mart ayına kadar rapor sunulması, orada karar alınması bekleniyor. Kabul edilen kararlar tabi ki geniş kapsamlı bazı sonuçları beraberinde getiriyor. Bu sonuçlar da AB'nin Türkiye'ye ve Türkiye ile olan ilişkilere atfetmekte olduğu stratejik önemi gösteriyor. Beklentilerini ifade ediyor, burada gerilimin azaltılması ile ilgili bir beklentisi var. Bu çerçevede ekim ve kasım aylarında gerçekleşen hususlarla ilgili olarak da bu listeye bazı ilave eklemeler yapılması ile ilgili bir değerlendirme yapılıyor. Bu bir gün içinde olacak bir şey değil, bununla ilgili sonuç mart ayında olacak."

Getty ImagesCopyright: Getty Images

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bakü’de katıldığı askeri geçit töreni sırasında okuduğu bir şiire İran’dan tepki geldi.

Azerbaycan ve İran sınırındaki toprakların yeniden birleşmesini içeren şiir üzerine, İran Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Büyükelçisi Derya Örs’ü çağırdı.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, Büyükelçi Örs'ün çağrılarak, Türkiye'den "acilen açıklama beklendiğinin" bildirildiğini duyurdu.

Hatipzade, "Topraklar üzerinde hak iddia edilen, yayılmacı imparatorlukların çağının yıllar önce sona erdiğinin" Büyükelçi Örs'e bildirildiğini söyledi.

İran Dışişleri Sözcüsü, ülkenin toprak bütünlüğüne ve ulusal güvenliğine yönelik herhangi bir müdahaleye izin verilmeyeceğini de ekledi.

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ kutlama törenine katılan Erdoğan’ın okuduğu şiir, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in de tepkisini çekmişti.

Zarif, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Bakü'de hatalı olarak anlattığı şeyin, Aras'ın kuzeyindeki bölgelerin İran anavatanından zorla ayrılmasına atıfta bulunduğu bilgisi verilmemiş. O, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin egemenliğine karşı konuştuğunu fark etmedi mi acaba?” dedi.

Erdoğan, Bakü’deki konuşmasında Şair Bahtiyar Vahapzade'nin "Topraktan pay olmaz" şiirinden bir bölüm okumuştu.

Erdoğan Ermenistan'la kapalı olan sınır kapılarının açılabileceğini söyledi - BBC News Türkçe

Getty ImagesCopyright: Getty Images

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, NTV yayınında soruları yanıtladı. Okullarda yüz yüze eğitime 4 Ocak 2021'den itibaren geçilip geçilemeyeceğinin gelecek hafta yapılacak kabine toplantısında bu tekrar değerlendirmeye alınacağını söyleyen Selçuk, "4 Ocak bu tablo içerisinde iyimser bir tahmin.” dedi:

“Okulların bir an önce açılmasını isteyen bir bakış açım var. Çünkü çocuklarımızın sadece öğrenme kayıpları değil sosyal, duygusal kayıpları da çok önemli. Velilerimizin içinde bulunduğu sıkıntıların farkındayız."

Hazırlık senaryoları içinde yarıyıl tatilinin öne alınmasının da söz konusu olup olmadığı sorulan Selçuk, "Tabii var. Bu gerek sınavlar açısından gerek yapılabilecek iş ve işlemler konusunda var. Gerekse salgının seyriyle alakalı olarak var.” yanıtını verdi.

Bakan Selçuk, tablet dağıtımıyla ilgili soru üzerine, şu ana kadar 150 bine yakın tabletin dağıtıldığını açıkladı. Selçuk, "Aralığın 14'ünde, 21'inde, 28'inde tekrar bir dağıtım süreci başlıyor. Yaklaşık 300 bin tablet dağıtımı gerçekleştirilecek bu süreçte. Ocak ortasına kadar da 500 bin tabletin dağıtımı tamamlanmış olacak." bilgisini paylaştı.

Selçuk, "'Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı olan kreşler açık, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olanlar kapalı. Biz burada mağdur oluyoruz' diyen çalışan aileler var. Yeni bir adım söz konusu mu?" sorusu üzerine, Milli Eğitim Bakanlığının daha çok 4-5-6 yaş anasınıfları gibi kurumlardan sorumlu olduğunu, kreşlerin ise daha ziyade 0-3 yaş arasındaki çocukları kapsadığını anlattı.

Getty ImagesCopyright: Getty Images

Ankara'da, üniversite öğrencisi Şule Çet'in (23) ölümüyle ilgili davada bilirkişi olarak yer alan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Mustafa Ender Taner, evinde tavana iple asılı halde ölü bulundu.

49 yaşındaki Taner'in, bir süredir psikolojik tedavi gördüğü ve ilaç kullandığı ileri sürüldü. İntihar ettiği tahmin edilen Taner'in cesedi, yapılan incelemenin ardından Ankara Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Taner'in kesin ölüm nedeni, yapılacak otopsi ile belirlenecek.

Prof. Dr. Mustafa Ender Taner, Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in 29 Mayıs 2018 tarihinde lüks plazanın 20'nci katından düşerek ölmesiyle ilgili davada bilirkişi olarak yer almıştı. İntihar ettiği ileri sürülen Şule Çet'in ölümüyle ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda genç kızın intihar edebileceğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve gözlemin bulunmadığı belirtildi. Söz konusu raporda, Prof. Dr. Taner'in dışında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nda iki profesörün daha imzası bulunuyor.

Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava geçen 4 Aralık'ta sonuçlandı. Şule Çet'in ölümüyle ilgili tutuklu yargılanan sanıklardan Çağatay Aksu'ya 'bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla cinayet' suçundan müebbet, 'nitelikli cinsel saldırı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 12 yıl 6 ay, Berk Akand'a da 'cinayete yardım'dan 12 yıl 6 ay, 'tecavüze yardım'dan 5 yıl, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan 1 yıl 3 ay olmak üzere toplam 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

Getty ImagesCopyright: Getty Images

12 Aralık 2015’te kabul edilen Paris iklim Anlaşması’nın 5. yıl dönümünde Türkiye’de iklim alanında çalışan sivil toplum kuruluşları Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onaylaması ve ulusal katkı hedeflerini iyileştirmesi çağrısında bulundu. Türkiye, Paris İklim Anlaşması'nı 2016 yılında imzalamasına rağmen hala onaylamayan yedi ülkeden biri.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Doğa Koruma Merkezi, Ekosfer, Greenpeace, İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), TEMA Vakfı (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı), WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma, Vakfı), Yeşil Düşünce Derneği, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), 350.org Türkiye ve Tohum - Eğitim Kültür Doğa Derneği Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onaylamasını ve ulusal katkı hedeflerini iyileştirmesini talep ettiklerini duyurdu.

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli “Salgın sonrası ekonomik toparlanma paketlerinin düşük karbonlu sektörleri önceliklendirmesi hem istihdam olanaklarını artıracak hem de Türkiye’nin enerji dönüşümünü hızlandıracaktır.” yorumunda bulundu.

Greenpeace Avukatı Deniz Bayram da, “Türkiye’nin iklim krizinden en çok etkilenen sağlık, tarım ve kentleşme alanlarında iklim değişikliğine uyum politika ve uygulamaları gözden geçirmesi hem ekonomik kayıpları en aza indirmek hem de yaşanması muhtemel kayıpların önüne geçmek için kritik.” dedi.

Getty ImagesCopyright: Getty Images

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye yaptırımları görüştüğü zirvesi sonrası Mart 2021'e kadar süreci takip etme kararıyla ilgili konuşan Erdoğan, "Birkaç ülkenin beklentisi boşa çıktı" dedi:

"Aslında birkaç ülkenin beklentilerine bekledikleri cevabı vermedi. Çünkü talepleri haklı değildi. Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, bizim bütün bunlar karşısındaki olumlu tavırlarımız bunların beklediklerini boşa çıkardı. Sağ olsun AB üyesi ülkeler içerisinde aklıselim sahibi ülkeler burada olumlu tavırlar ortaya koyarak bu oyunu boşa çıkardılar.

"Şimdi Mart 2021’de yapılacak zirvede yeni bir hazırlığın yapılması gibi, orada bu işin müzakere edilmesi gibi bir beklenti var. Oradan da herhangi bir şey çıkması mümkün değil çünkü Türkiye için haklı olan bir süreç var. Başta dışişleri bakanlığı olmak üzere liderler noktasında da görüşmelerimizi yapmak suretiyle bu süreci temenni ederim ki adil şekilde tamamlarız."

Twitter/USEmbassyTurkeyCopyright: Twitter/USEmbassyTurkey

ABD’nin Türkiye ve Suriye Büyükelçiliklerinin sosyal medya hesaplarından, perşembe günü Suriye’nin kuzeyindeki Rasulayn’da düzenlenen bombalı saldırıda iki Türk askerinin hayatını kaybetmesiyle ilgili yapılan açıklamada “Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik terör saldırısını kınıyoruz” denildi:

“ABD, Suriye’nin kuzeydoğusunda son zamanlarda artan şiddetten dolayı derin bir endişe duymaktadır. Bu hafta Ayn İsa ve Rasulayn yakınlarında görülen şiddet, bölgenin istikrarını tehlikeye atmıştır.”

Perşembe günü Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’nun kontrol noktasında bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda, Yüzbaşı Yasin Kurt ve Uzman Çavuş Oğuzhan Anar hayatını kaybetmişti.

Türkiye, saldırıyı YPG’nin düzenlediğini duyurdu.

Suriye’de IŞİD’e karşı savaşta YPG’ye silah ve mühimmat desteği veren ABD, Ekim 2019’da bölgeden askerlerini çekeceğini duyurmuş; bunun üzerine Türkiye, “terör örgütü” olarak kabul ettiği YPG’ye 9 Ekim’de operasyon düzenlemişti.

Rusya ve ABD’nin Türkiye ile ayrı ayrı yaptığı ateşkes anlaşmaları sonucunda Türkiye, Rasulayn ile Tel Abyad arasındaki bölgenin kontrolünü Suriyeli muhaliflerle birlikte almıştı. YPG öncülüğündeki gruplar, Suriye’de ayaklanmayla birlikte kontrolü altına aldığı bölgeden çekilmişti.

HDPCopyright: HDP

HDP Grup Sözcüsü Ebru Günay, bugün Ankara'da düzenlediği basın toplantısında partilerine yönelik yürütülen gözaltı, tutuklama operasyonlarına değindi.

Günay, ''siyasi soykırım'' olarak ifade ettiği operasyonlarda eş henel başkanları, milletvekilli, il-ilçe eş başkanları, parti yöneticileri ve üyeleri dahil 16 bin 490 HDP'linin gözaltına alındığını belirtti:

''Bunların içinde 3 bin 695 kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında 93 il eş başkanımız, 194 HDP ilçe eş başkanımız, 18 milletvekilimiz, 23 MYK, 21 PM üyemiz, 800'ü aşkın il ve ilçe yöneticimiz bulunuyor. Halen 7 milletvekilimiz ve 15 MYK üyemiz rehindir. 13 milletvekilimizin milletvekilliği düşürülmüştür. Sadece 19 Ağustos 2019’dan bu yana, 3’ü büyükşehir, 5’i İl, 33’ü İlçe, 7’si belde belediyesi olmak üzere toplam 48 belediyemizin kayyım darbesiyle gasp edildi. 37 belediye eş başkanımız hukuksuz bir şekilde tutuklandı. Halen 18 belediye eş başkanımız rehin tutulurken, 7 belediye eş başkanımıza ev hapsi verildi. 82 belediye meclis üyemiz görevden uzaklaştırıldı, 119 belediye meclis üyemiz gözaltına alındı, 2’si tutuklandı.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti öncesinde HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Demirtaş için "Yargının işine müdahale etmek tabii benim haddime değil ama şunu herkesin bilmesi lazım ki; yani biz özellikle Selahattin Demirtaş gibi bir teröristin bu noktada varsa sözde hakkını koruyacak değiliz ki böyle bir şey yok. Ben inanıyorum ki bizim yargımız Selahattin Demirtaş gibi bir teröriste böyle bir imkan hazırlamaz" demişti.

Günay, basın açıklamasında bu konuşmayı hatırlatarak şunları söyledi:

''Biz de tam olarak bunu söylüyoruz, arkadaşlarımız, partililerimiz yargı kararlarıyla değil, Erdoğan’ın sarayın siyasi kararlarıyla içeride rehin tutuluyor diyoruz. Erdoğan işte bu gerçeği itiraf ediyor.''

HDP Parti Sözcüsü Günay, Başakşehir-Paris Saint Germain (PSG) maçında yaşanan ırkçı saldırıyla ilgili Amedspor'un maruz kaldığı saldırı ve cezaları hatırlattı ve ''Samimiyetsiz, riyakar açıklamalarda bulunanlara ‘önce evinizin içine bakın, önce yaptıklarınızla yüzleşin’' dedi.

Getty ImagesCopyright: Getty Images

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Ermenistan’ın Dağlık Karabağ işgaliyle birlikte 1993’te sınırları kapatan Türkiye’nin, işgalin bitişinin ardından “Ermenistan ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açılabileceğini” söyledi:

Quote Message: Üzerinde çalıştığımız altılı platform herkes için kazan-kazan imkânı sağlayacak bir girişimdir. Ermenistan da bu sürece katılır ve olumlu adımlar atarsa Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de yeni bir sayfa açılabilir. Yeni imkanlar doğduğu takdirde şüphesiz ki burada Ermenistan’ın kazancı da ciddi manada artacaktır. Bundan en çok da Ermenistan kazanacaktır."

Üzerinde çalıştığımız altılı platform herkes için kazan-kazan imkânı sağlayacak bir girişimdir. Ermenistan da bu sürece katılır ve olumlu adımlar atarsa Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de yeni bir sayfa açılabilir. Yeni imkanlar doğduğu takdirde şüphesiz ki burada Ermenistan’ın kazancı da ciddi manada artacaktır. Bundan en çok da Ermenistan kazanacaktır."

Quote Message: Sayın Putin buna olumlu yaklaşıyor. Aramızdaki telefon görüşmesinde, benim kanaatimin ne olacağını sordu. Ben de ‘Sayın İlham Aliyev buna olumlu yaklaştıktan sonra benim açımdan da buna olumlu yaklaşmak önemlidir’ dedim. Hatta burada Gürcistan da gündeme geldi. Kendilerine, buradaki basın toplantısında da ifade ettiğim gibi, ‘Eğer Ermenistan bu süreci olumlu istikamette geliştirecek olursa, biz kapalı olan kapılarımızı da Ermenistan’a açarız. Çünkü bizim tek derdimiz, özellikle halklar arasındaki bölgesel barışa bir destek sağlamaktır. Burada da biz bölgesel barışı düşünüyorsak, bunu ele alıyorsak ve bu altılı platform bunu getirecekse, bize düşen görev de zaten bu kapıları açmaktır.’ dedik. Sayın Putin de bundan çok çok memnun oldu. İlham Aliyev kardeşimiz de ‘Siz ne derseniz ben ona uyarım’ dedi. Bu şekilde mutabık kaldık.”

Sayın Putin buna olumlu yaklaşıyor. Aramızdaki telefon görüşmesinde, benim kanaatimin ne olacağını sordu. Ben de ‘Sayın İlham Aliyev buna olumlu yaklaştıktan sonra benim açımdan da buna olumlu yaklaşmak önemlidir’ dedim. Hatta burada Gürcistan da gündeme geldi. Kendilerine, buradaki basın toplantısında da ifade ettiğim gibi, ‘Eğer Ermenistan bu süreci olumlu istikamette geliştirecek olursa, biz kapalı olan kapılarımızı da Ermenistan’a açarız. Çünkü bizim tek derdimiz, özellikle halklar arasındaki bölgesel barışa bir destek sağlamaktır. Burada da biz bölgesel barışı düşünüyorsak, bunu ele alıyorsak ve bu altılı platform bunu getirecekse, bize düşen görev de zaten bu kapıları açmaktır.’ dedik. Sayın Putin de bundan çok çok memnun oldu. İlham Aliyev kardeşimiz de ‘Siz ne derseniz ben ona uyarım’ dedi. Bu şekilde mutabık kaldık.”

“Macron bir siyaset acemisidir”

Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u da Libya ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimde Türkiye’ye yönelik aldığı tutum sebebiyle eleştirdi:

Quote Message: Orada bizim bir sivil gemimize saldırma ve bu sivil gemimize bir suç isnat etme yoluna gitti. Halbuki hiç alakası yok. Ama ‘Oradan ben nasıl Türkiye’ye bir çamur atarım?’ hesabı yaptı. Her şey ortaya konuldu, açıklandı ama o buna rağmen çeşitli ülkelerle irtibatlar kurarak oradan bize çamur atmaya kalkıştı. Tutmadı tabi. Yani Macron böyle bir karakter."

Orada bizim bir sivil gemimize saldırma ve bu sivil gemimize bir suç isnat etme yoluna gitti. Halbuki hiç alakası yok. Ama ‘Oradan ben nasıl Türkiye’ye bir çamur atarım?’ hesabı yaptı. Her şey ortaya konuldu, açıklandı ama o buna rağmen çeşitli ülkelerle irtibatlar kurarak oradan bize çamur atmaya kalkıştı. Tutmadı tabi. Yani Macron böyle bir karakter."

Quote Message: Dolayısıyla şu anda Azerbaycan’la ilgili attığı adımlarda da hesapları burada da tutmadı. Özellikle Sayın Aliyev buradaki duruşuyla Macron’un hesaplarını alt üst etti. Bunun zararı kime olacak? Fransa’ya olacak. Niye? Fransa bugüne kadar attığı adımlarla ilgili, örneğin çeşitli anlaşmalar vesaire dışında, belki Azerbaycan-Fransa ilişkilerini bitirmiş olacak. Siyasi acemilik budur. Siyasetin acemiliği budur. Macron da bir siyaset acemisidir. Zaten şu andaki tüm kamuoyu araştırmalarında da kendisini bitirmiş durumdadır."

Dolayısıyla şu anda Azerbaycan’la ilgili attığı adımlarda da hesapları burada da tutmadı. Özellikle Sayın Aliyev buradaki duruşuyla Macron’un hesaplarını alt üst etti. Bunun zararı kime olacak? Fransa’ya olacak. Niye? Fransa bugüne kadar attığı adımlarla ilgili, örneğin çeşitli anlaşmalar vesaire dışında, belki Azerbaycan-Fransa ilişkilerini bitirmiş olacak. Siyasi acemilik budur. Siyasetin acemiliği budur. Macron da bir siyaset acemisidir. Zaten şu andaki tüm kamuoyu araştırmalarında da kendisini bitirmiş durumdadır."

ABD Temsilciler Meclisi’nden geçen savunma bütçesinde Türkiye’ye yönelik CAATSA yaptırımları da bulunuyor. Senato’dan da geçmesi halinde en hafif maddeleri Trump’ın onaylaması ya da Senato’ya gitmeden Trump’ın Türkiye’ye yönelik yine kısıtlı yaptırımlar açıklaması bekleniyor.

Erdoğan, bunlarla ilgili soruya da, ABD’nin bu adımını “NATO’daki çok önemli bir ortağına yapılan saygısızlıktır” diyerek yanıt verdi:

Quote Message: Gerek Sayın Trump döneminde gerek Sayın Obama döneminde her zaman iftiharla “Türkiye gibi bir NATO ülkesine sahibiz” denilirken, şu anda Amerika’nın kalkıp CAATSA diye bir olayla Türkiye’yi karşı karşıya getirmesi, bir defa NATO’daki çok önemli bir ortağına yapılan bir saygısızlıktır. Ben olaya böyle bakıyorum."

Gerek Sayın Trump döneminde gerek Sayın Obama döneminde her zaman iftiharla “Türkiye gibi bir NATO ülkesine sahibiz” denilirken, şu anda Amerika’nın kalkıp CAATSA diye bir olayla Türkiye’yi karşı karşıya getirmesi, bir defa NATO’daki çok önemli bir ortağına yapılan bir saygısızlıktır. Ben olaya böyle bakıyorum."

Quote Message: Şu anda Trump bu işi bırakmadan bu hangi konuma varır onu bilemiyorum ama ben 4 yıllık Trump döneminde Amerika ile herhangi bir sıkıntılı iletişim kurmadım. Tam aksine çok daha olumlu adımlar attım birçok konuda. Amerika’da devir teslim yapıldıktan sonra herhalde akışı çok daha iyi göreceğiz."

Şu anda Trump bu işi bırakmadan bu hangi konuma varır onu bilemiyorum ama ben 4 yıllık Trump döneminde Amerika ile herhangi bir sıkıntılı iletişim kurmadım. Tam aksine çok daha olumlu adımlar attım birçok konuda. Amerika’da devir teslim yapıldıktan sonra herhalde akışı çok daha iyi göreceğiz."

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütçe görüşmeleri sırasında TBMM kürsüsünden yaptığı konuşma sırasında “aday ol” çağrılarına “Aday olup olmayacağımı size kim söyledi” yanıtını vermesi için Erdoğan, “Hani bizde güzel bir laf var ya; “Gaza geldi” diye. Orada da gaza geldi. Gazı hayırlı olsun.” yorumunu yaptı.

Kılıçdaroğlu'nun dinlendiği iddiasına ilişkin ise "Seni kim, nerede, ne zaman dinlemiş? Yargıya anlat. Ona göre de gereği yapılır." diye konuştu.