Got a TV Licence?

You need one to watch live TV on any channel or device, and BBC programmes on iPlayer. It’s the law.

Find out more
I don’t have a TV Licence.

Canlı anlatım

time_stated_uk

  1. Büyükelçiler Kararnamesi çıktı, bakan yardımcılarının görev yerleri değişti

    Büyükelçiler kararnamesi çıktı, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu görev yerleri değişen büyükelçilere yeni görevlerini telefonla tebliğ etti.

    Anadolu Ajansı'nın haberine göre Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği'ne, 2010-2014'te Kudüs Başkonsolosluğu'nu ve Ocak 2017-Mayıs 2021 tarihlerinde Yeni Delhi Büyükelçiliği'ni üstlenen Büyükelçi Şakir Özkan Torunlar'ın görevlendirilmesine karar verildi.

    Eski Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da Kıbrıs'ın Türk yönetimindeki Lefkoşa Büyükelçiliği'ne atandı.

    Dışişleri Bakan Yardımcılarından ikisinin de görev yeri değişti.

    Suriye ve Orta Doğu bölgesinden sorumlu olan Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, eski Bakanlık Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun bir süredir görev yaptığı Türkiye'nin New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği'ne atandı. Bir nevi Türkiye'nin Suriye özel temsilcisi olarak görev yapan Dışişleri Bakanlığı Suriye Genel Müdürü Selçuk Ünal da Lahey Büyükelçiliği'ne atandı.

    Avrupa Birliği'nden sorumlu Büyükelçi Faruk Kaymakçı da eski görev yeri olan Brüksel'e geri dönüyor. Kaymakçı, Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilcisi olarak atandı.

    Türkiye'nin yeni NATO Daimi Temsilcisi ise Dışişleri Bakanlığı Amerika Genel Müdürü Büyükelçi Zeki Levent Gümrükçü oldu.

    Londra Büyükelçiliği'ne Bakan Çavuşoğlu'nun Özel Müşaviri Büyükelçi Koray Ertaş atandı. Ertaş, Abdullah Gül'ün dışişleri bakanlığı döneminde bakanlıkta özel kalem müdür yardımcısı olmuş, 2007-2008 yıllarında ise Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olmasıyla cumhurbaşkanlığı özel kalem müdür yardımcılığını üstlenmişti. 2011-2014 yılları arasında da Büyükelçi unvanıyla Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü olarak görev yaptı.

    Atamalarda dikkat çeken bir başka isim de İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes oldu. Son dönemde Doğu Akdeniz'de yaşanan doğal gaz krizlerinde; görüşmelerde ve anlaşmalarda önemli rol üstlenen Erciyes, yine Doğu Akdeniz'de son aylarda gerilimin arttığı bir ülke olan Yunanistan'da Atina Büyükelçisi olarak görevlendirildi.

    Dışişleri Bakanlığı Batı ve Orta Afrika Genel Müdürü Büyükelçi Nur Sağman da Dakar Büyükelçiliği'ne getirildi.

    Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliğine Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Genel Müdürü Büyükelçi Murat Karagöz'ün, Amman Büyükelçiliği'ne Dışişleri Bakanlığı Suriye Genel Müdür Yardımcısı Erdem Ozan'ın, Vatikan Büyükelçiliği'ne de Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ufuk Ulutaş'ın görevlendirilmesine karar verildi.

    Podgoritsa Büyükelçiliği'ne Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdür Yardımcısı Barış Kalkavan, Kanberra Büyükelçiliği'ne Dışişleri Bakanlığı Güney Asya Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Gezer, Cibuti Büyükelçiliği'ne İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Gelişen 8 Ülke Teşkilatı Genel Müdür Yardımcısı Cenk Uraz görevlendirildi.

    Çavuşoğlu'nun tebliğ ettiği diğer isimler ve görev yerleri ise şöyle:

    "Luanda Büyükelçiliği'ne Ufuk Ekici, Gaboron Büyükelçiliği'ne Ahmet İdem Akay, Cakarta Büyükelçiliği'ne Talip Küçükcan, Brazavil Büyükelçiliği'ne Mehmet Raif Karaca, Priştine Büyükelçiliği'ne Sabri Tunç Angılı, Abidjan Büyükelçiliği'ne Deniz Erdoğan Barım, Kigali Büyükelçiliği'ne Aslan Alper Yüksel, Mogadişu Büyükelçiliği'ne İbrahim Mete Yağlı, Duşanbe Büyükelçiliği'ne Umut Acar, Kampala Büyükelçiliği'ne Fatih Ak, Avrupa Konseyi Daimi Temsilciğine Nurdan Bayraktar Golder, Akra Büyükelçiliğine Hüseyin Güngör, Buenos Aires Büyükelçiliğine Ömür Budak, Ottava Büyükelçiliğine Esra Demir, Vilnius Büyükelçiliğine Görkem Barış Tantekin, Lima Büyükelçiliğine Serra Kaleli, Oslo Büyükelçiliği'ne Gülin Dinç, Addis Ababa Büyükelçiliği'ne Berk Baran, Valetta Büyükelçiliği'ne Erdeniz Şen, Lüksemburg Büyükelçiliği'ne Engin Yürür, Nur Sultan Büyükelçiliği'ne Mustafa Kapucu, Brazilya Büyükelçiliği'ne Halil İbrahim Akça, Muskat Büyükelçiliği'ne Muhammet Hekimoğlu, Tahran Büyükelçiliği'ne Hicabi Kırlangıç, Bükreş Büyükelçiliği'ne Özgür Kıvanç Altan, Kotonu Büyükelçiliği'ne Mesut Koç."

  2. Pervin Buldan: Kürtleri inkar eden gidecek

    Hatice Kamer

    BBC Türkçe, Diyarbakır

    Pervin Buldan

    HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Batman’da halk buluşmasında, başta Kürt sorunu olmak üzere gündeme dair açıklamalarda bulundu.

    Konuşmasında Cumhur ve Millet İttifakı'nın Kürtlerin inkarı üzerine kurulduğunu savunan Buldan, Kürtlere yapılan zulmü ve inkarı görmeyenlerin, Kürt sorununu çözmeden bu ülkede iktidar olma şansına sahip olamayacağını söyledi ve "Kürtleri inkar eden gidecek, Kürtleri inkar eden çözülecek. Başka yolu yok" dedi.

    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken "Kürt meselesi diye ülkemize giydirilmeye çalışılan deli gömleğinden onlara rağmen kurtulduk. Bizim Kürt meselesi diye bir sorunumuz yok ki. Kabinede Kürt arkadaşım var. Sende bu noktada dert çok. Dürüst değilsin. Akşam yalan, sabah yalan. Terör örgütünün temsilcileri ile Ankara'dan İstanbul'a dirsek dirseğe yürüdü. Haydi buna da yalan de" diye açıklama yapmıştı.

    Pervin Buldan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

    "Kürt meselesi, kabinede iki Kürt bakanın olmasıyla çözülseydi şimdiye kadar çoktan çözülürdü. Siz Kürtü inkar edensiniz. Siz Kürte demokratik siyaseti yaptırmayansınız. Çünkü siz Kürt düşmanısınız. Siz kadın düşmanısınız. Siz barış düşmanısınız. Siz demokrasi düşmanısınız."

    Buldan konuşmasına şöyle devam etti:

    "Kürt meselesi, Kürtü her gün cezaevine atmakla yaşanan sorundur. Kürt meselesi, seçilen belediye başkanlarının yerine atadığınız kayyumlardır. Kürt meselesi, demokratik siyasette Kürtleri engellemek için yaptığınız uğraşlardır. Her gün fezlekelerle TBMM’ye HDP’li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması için getirdiğiniz dosyalardır."

  3. Bekir Bozdağ: Başörtüsüyle ilgili Anayasa çalışmamızı pazartesi arz edeceğiz

    Bekir Bozdağ

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliği çalışmalarına ilişkin bugün hukukçu AKP kurmaylarıyla yaptığı toplantıya ilişkin, "Çok önemli görüşler ortaya çıktı. Yakında son metni Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye kamuoyuyla paylaşacaktır. Çalışmalarımızı pazartesiye kadar netleştirip, Sayın Cumhurbaşkanımıza arz etmeyi planlıyoruz" dedi.

    TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, başörtüsü ile ilgili açıklamalarını çok önemsediğini belirterek, "Zamanlaması ve gerekçesi üzerinde durmakta fayda vardır. Ben bunu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, iktidar olmak için geçerli oyların yüzde 50 artı 1'ini gerekli kılan düzenlemesinin doğal bir sonucu olarak görüyorum. Çünkü yüzde 50 artı 1 oy gerekliliği bütün partileri; milletle, değerleriyle uzlaşmaya ve onlarla aynı noktaya gelmeye zorlayan bir hükümdür." diye konuştu.

    Bozdağ, başörtüsüyle ilgili Anayasa'da değişiklik yapılması çalışmasına bugün başladıklarını anlattı:

    "Bugün bir hazırlık yaptık. Hem Grup Başkanımız hem de Grup Başkan Vekillerimiz katıldı. Genel merkezden Siyasi Hukuki İşler Başkanımız, Genel Başkan Yardımcılarımızdan bazılarının katılımıyla, Adalet ve Anayasa Komisyonu başkanlarımızın katılımıyla geniş değerlendirme ve istişare toplantısı yaptık. 'Sayın Cumhurbaşkanımızın dün grupta yaptığı açıklamada, çerçevesini çizdiği bir düzenlemeyi nasıl yapabiliriz, nerede yapabiliriz?' diyerek bunu enine ve boyuna tartıştık. Çok önemli görüşler de ortaya çıktı. Yakında son metni Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye kamuoyuyla paylaşacaktır. Takvimlendirme kısmı ayrı, biz çalışmalarımızı pazartesiye kadar netleştirip Sayın Cumhurbaşkanımıza arz etmeyi planlıyoruz."

    Bozdağ, Anayasa'da değişiklik teklifinin kaç madde olacağına ilişkin de "Tek madde de olabilir, birkaç madde de olabilir." diye konuştu.

    Bozdağ ayrıca, başörtüsüyle ilgili teklifin kamuoyuyla paylaşılmadan önce MHP ile de istişare edileceğini söyledi.

  4. Paşinyan ve Erdoğan

    Prag'da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu'nun zirvesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile görüştü. Erdoğan, daha sonra yaptığı basın toplantısında "Ermenistan'la tam normalleşme hedefine ulaşacağımıza inanıyorum" dedi.

    Daha fazla bilgi
    next
  5. Davutoğlu: Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüyle ilgili açıklaması öncesinde görüşme olmadı, açıklama Altılı Masa'nın temel misyonuna uygun

    Davutoğlu

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü ile ilgili açıklamasına ilişkin, "Doğruyu ve hakikati kimin söylediği önemli değil, bizatihi kendisi önemlidir. Bu aynı zamanda Altılı Masa'nın temel misyonuna da uygun bir açıklamaydı" dedi.

    Kılıçdaroğlu, "kadınların giyim kuşamını, siyasetin tekelinden çıkartmak" için kanun teklifi vereceklerine dair Pazartesi akşamı açıklama yapmış ve ertesi gün CHP başörtüsü serbestliği ile ilgili TBMM’ye bir kanun teklifi vermişti.

    Ankara'da medya temsilcileriyle bir araya gelen Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun "son 50-60 yılın en önemli gündem maddelerinden biri olan başörtüsüyle ilgili açıklamasını" şöyle değerlendirdi:

    "Sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını çok önemli ve tarihi nitelikte bir açıklama olarak nitelendirdim ve hemen destek beyan ettim. Bu aynı zamanda Altılı Masa'nın temel misyonuna da uygun bir açıklamaydı. Çünkü Altılı Masa'nın belki de Tük siyasetine yaptığı, yapacağı, en büyük katkı iktidara gelmek değildir; iktidara bir şekilde gelinir ama bu fay hatlarını temsil eden siyasi akımların hemen hemen hepsinin temsilcilerinin o masa etrafında buluşması ve bu tansiyonu düşürmek için irade sergilemesidir."

    Davutoğlu, bir gazetecinin, 'Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü açıklamasının sizin fikriniz olduğuna dair haberler yapıldı, bu doğru mu?' sorusuna ilişkin de "Hayır. Bu konuyu Kılıçdaroğlu ile öncesinde görüşmedim ama metnimizdeki ilkelerimiz belli. Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından önce bir görüşme olmadı. Kılıçdaroğlu'nun açıklama zamanlaması, kendi tercihidir. Böyle bir imayı dahi Sayın Kılıçdaroğlu'na saygısızlık olarak görürüm" cevabını verdi.

    Kılıçdaroğlu'nun attığı adımı, MHP "istismar" olarak değerlendirmiş, AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da başörtüsüne “anayasal güvence” hedefine dikkat çekmişti.

  6. Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinde gerileme geçen hafta da devam etti

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) döviz rezervlerindeki gerileme geçen hafta da sürdü. Brüt döviz rezervleri geçen haftaya göre 3 milyar 283 milyon dolar düşüş gösterdi.

    TCMB verilerine göre brüt rezervler de 3,8 milyar dolar düşüşle 107 milyar dolar oldu.

    Bloomberg HT, Merkez Bankası'nın swap hariç net rezervlerinin 30 Eylül haftası itibariyle eksi 59 milyar dolarla rekor düşük seviyeye gerilediğini bildirdi.

    Net rezervler aynı dönemde yatay bir görünümle 9,7 milyar dolarda kalırken, swap hariç net rezervler ise rekor düşük seviyeye geriledi.

  7. Çanakkale'de orman yangını çıktı

    Gelibolu

    Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde Karainebeyli köyündeki ormanda, saat 11.30 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Alevler, rüzgarın etkisiyle kısa sürede yayıldı.

    İhbarla bölgeye Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü'ne ait dokuz yangın söndürme helikopteri, iki uçak, 15 arazöz, üç ilk müdahale aracı, sekiz su ikmal aracı ve üç dozer ile ekipler sevk edildi. Alevlerin söndürülmesi için havadan ve karadan müdahale sürüyor.

  8. AKP'nin hukukçu üst düzey üyeleri, Anayasa değişikliği çalışmaları için Bekir Bozdağ ile bir araya geldi

    Bekir Bozdağ

    AKP'de dün Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları sonrası yeni anayasa çalışmaları başladı.

    Ankara'da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya; AK Parti grup başkan vekilleri Bülent Turan, Muhammet Emin Akbaşoğlu, Yılmaz Tunç ve TBMM Anayasa Komisyonu üyeleri ile bazı hukukçular katıldı. AK Parti'nin, ilk olarak bugüne kadar hazırlanan Anayasa değişikliği metinleri ile 2008'de Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iptal ettiği madde ve mevzuatları incelediği belirtildi.

    2008’de nasıl bir değişiklik yapılmıştı?

    Erdoğan’ın grup konuşmasında dikkat çektiği 2008’de, AKP ve MHP’nin verdiği teklifle, Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” ilkesini düzenleyen 10 ve “Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi”ni düzenleyen 42. maddesinde değişiklik yapıldı.

    10. maddeye, “Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır” hükmü eklenerek kılık kıyafet nedeniyle kamuda ayrımcılık yapılmaması hedeflendi.

    42. maddeye de “Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir” ibaresi eklenerek, üniversitelerde başörtüsü serbestisinin yolu açıldı.

    Ancak CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, bu anayasa değişikliğini iptal etti. AKP hakkında açılan kapatma davasında da bu değişiklik parti aleyhine delil olarak kullanıldı.

  9. TÜRK-İŞ ve TİSK, Erdoğan'a mektup yazarak gelir vergisindeki kaybın düzeltilmesini istedi

    Türk lirası

    Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK); Cumhurbaşkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na gelir vergisi tarifesinin düzenlenmesine ilişkin talep yazısı gönderdi.

    TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ile TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol'un imzası yer alan yazıda; 2022 yılı için geçerli asgari ücrette yılbaşı ve temmuz aylarında yapılan zamlarla yüzde 80,88 oranında artış sağlandığı belirtilerek, ücretlerin, asgari ücrete kadar olan kısmının da vergi dışı bırakıldığı hatırlatıldı:

    "2002 yılında brüt asgari ücret 222 TL, Gelir Vergisi tarifesinin ilk basamağı 3 bin 800 TL iken Gelir Vergisi tarifesinin ilk basamağı asgari ücretin 17 katıydı. Bu oran 2010 yılında 12 katına, günümüzde ise 5 katına kadar gerilemiştir. Dolayısıyla 2010 yılı ve öncesinde asgari ücret üzerinden gelir elde eden bir çalışan 2'nci vergi basamağına hiç çıkmamakta ve ücretinden kesilen Gelir Vergisi oranı hiç artmamaktaydı. 2011 yılı ile birlikte asgari ücretliler de 2'nci vergi basamağından vergiye tabi olmaya başlamışlardır. 20 yıllık süreç içerisinde Gelir Vergisi tarifesinin ilk basamak tutarı, yüzde 742 oranında artarken, asgari ücret yüzde 2 bin 814 oranında artmıştır. Dolayısıyla asgari ücretteki artış ile Gelir Vergisi tarifesinin ilk basamak tutarındaki artış paralel seyretmemiş ve bu nedenle asgari ücretliler her yıl daha yüksek oranla gelir vergisi ödemek durumunda kalmışlardır."

    193 sayılı 'Gelir Vergisi Kanunu' 103'üncü maddesinde yer alan gelir vergisi tarifesinin, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon veya asgari ücret zamları oranında artırılmadığı ve yıllık olarak belirlendiği de mektupta ifade edildi:

    "Bu durum asgari ücret ve asgari ücretin üzerinde ücret geliri elde eden çalışanların bir üst vergi tarifesine daha erken girip, daha fazla vergi ödeyerek daha düşük gelir elde etmelerine neden olmuştur. 2011 yılına kadar asgari ücretli, yıl içerisinde ilave bir kazancı yok ise 2'nci vergi basamağına hiç çıkamazken 2021 yılı Temmuz ayından itibaren bütün asgari ücretliler 2'nci vergi basamağına çıkarak daha yüksek oranda vergi ödemek durumunda kalmıştır. 2011 yılından itibaren asgari ücretlilerin de bir üst basamağa çıkmasına neden olan 1'inci vergi basamağı tutarındaki artış oranının düşüklüğü sorununun giderilmesi gerekmektedir. Örneğin ücreti brüt 13 bin 43 TL olan bir çalışanın eline ocak ayında net 10 bin TL geçmekteyken, aralık ayında bu rakam 9 bin 143 TL'ye düşmektedir. 13 bin 43 TL brüt ücreti olan çalışan, nisan ayından itibaren tamamen 2'nci, ağustos ayından itibaren tamamen 3'üncü vergi dilimi üzerinden vergilendirilmektedir. Çalışanın ücretinden kesilen vergi oranı, ocak ayında yüzde 15 iken ağustos ayında yüzde 27'ye yükselmekte ve bu nedenle de eline geçen net rakam azalmaktadır. Bütün bunlar nedeniyle brüt ücreti değişmeyen bir çalışanın eline geçen net rakam ocak ayında 10 bin lira 56 kuruşken ağustos ayında 9 bin 94,41 TL'ye eylül ve sonrasında ise 9 bin 143,37 TL'ye düşmektedir. Bu da toplamda yıl içerisinde işçinin 6 bin 949,45 TL kayıp yaşamasına neden olmaktadır. Vergi dilimleri arasındaki aralığın dar olması nedeniyle yaşanılan bu durum işçinin eline geçen net rakamın ve satın alma gücünün azalmasına, refahının düşmesine neden olmaktadır. Bu sistem adil değildir. Gelir Vergisi tarifesinin ilk basamağının, geçmiş yıllarda olduğu gibi yıllık asgari ücret brüt tutarının (fazla mesai, yol, yemek, yakacak yardımları gibi ek menfaatlerde dikkate alınarak) belirli bir miktar üzerinde tespit edilmesi, diğer vergi tarifesi oranlarının da ilk dilim baz alınarak çalışan lehine güncellenmesi TÜRK-İŞ ve TİSK olarak ortak talebimizdir."

  10. Ege Denizi’nde göçmen teknesi battı, en az 16 kadın göçmen hayatını kaybetti

    Göçmen teknesi

    Ege Denizi’nde, Midilli Adası açıklarında bir göçmen botu battı. Perşembe sabahı erken saatlerinde gelen ihbarla bölgeye giden Yunanistan Sahil Güvenlik Birimleri, 16 kadının cansız bedenine ulaşırken dokuz kadın da kurtarıldı.

    Kurtarılan göçmenlerin verdiği bilgilere göre, 15 kişi hâlâ kayıp. Teknenin Midilli’nin doğusunda, Türkiye kıyılarına yakın bir bölgede battığı belirtildi. Fransız haber ajansı AFP’ye göre teknedeki tümü kadınlardan oluşan göçmenler Afrika’da bir ülkeden geliyordu.

    Yunanistan Göç Bakanı Notis Mittarachi, sosyal medya hesabından Türkiye’ye “tüm düzensiz geçişlerin acilen durdurulması” çağrısı yaptı ve hava koşullarının deniz trafiğine uygun olmadığını ifade etti. Avrupa Birliği’ni de “harekete geçmeye” çağırdı.

    Perşembe daha erken saatlerde Mora Yarımadası’nın güneyinde bir başka göçmen botunun daha battığı ve 25 kişinin kayıp olduğu da Yunanistan yetkilileri tarafından açıklandı. Bu botta da İran, Irak ve Afganistan’dan giden ve aralarında 18 çocuğun da olduğu yaklaşık 90 düzensiz göçmenin olduğu tahmin ediliyor.

  11. Hastaya kötü muamele soruşturmasında sekiz kişi gözaltına alındı

    Hastane

    İstanbul'daki Bayındır İçerenköy Hastanesi'nde sağlık çalışanlarının yaşlı bir hastaya kötü muamele ederken çekilen görüntülerinin sosyal medyada yayınlanmasının ardından başlatılan soruşturma kapsamında sekiz kişi gözaltına alındı.

    Geçen yıl yaşanan ancak kısa bir süre önce cep telefonuyla çekilen görüntülerin sosyal medyaya yansıması üzerine gündeme gelen olayda, hastane çalışanlarının yoğun bakımda yatan ileri yaştaki bir hastanın üzerine para attığı ve aşağılayıcı şekilde konuştuğu görülüyor.

    Hastane, olayın ardından iki personelin iş akdine son verildiğini açıklamış; Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da "Bugün medyada paylaşılan, İstanbul’da bir özel hastanede önceden kaydedildiği anlaşılan kabul edilemez görüntüler üzerine derhal Sağlık Bakanlığı Müfettişlerini görevlendirdim. Duruma vaziyet edildi. Başsavcılığımız adli işlemleri başlattı. Suçlular kesinlikle cezasını çekecek" açıklaması yapmıştı.

    Bu gelişmelerin ardından hastanenin faaliyeti de durduruldu. Bakan Koca “Özel hastanenin faaliyeti durdurulmuştur. Suçlular müstehak oldukları cezayı alacak. Sağlıkta güven sarsıcı hiçbir fiile toleransımız yoktur. Mesleğimizin gerçek mensuplarının üzüntüsü tarif edilemez." dedi.

    Görüntüler üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturma başlattı:

    "İçerenköy'de yoğun bakımda yatan yaşlı bir hastanın yüzüne hastane görevlilerince para konularak korkutulduğu ve hastaya karşı aşağılayıcı davranışlarda bulunduğunu gösterir bir videonun sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde gündeme geldiği görülmekle, bahse konu eylemlerle ilgili olarak sorumluların süratle tespiti ve haklarında yasal gereğin başlatılması amacıyla soruşturma başlatılmıştır.”

    Bir süre sonra İstanbul Anadolu 2.Sulh Ceza Hakimliği, görüntülere ilişkin yayın yasağı kararı vermişti.

    Bayındır Hastanesi'nden açıklama

    Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamada, "eski bir çalışan tarafından çekildiği belirtilen çeşitli görüntü ve ses kayıtlarının bulunduğunu söyleyen bir şahıs tarafından hastane yönetimine şifahi olarak ihbar yapıldığı ve bu kişilerin görevden el çektirildiği" ifade edildi:

    "Kendileri hastaneden uzaklaştırılmış, gerekli soruşturma tıbbi etik ve disiplin kurullarımız tarafından titizlikle ve çok yönlü olarak yürütülmüştür. Hastanemize görüntü ve ses kayıtları ile ihbarda bulunan ve elinde başka kayıtlar bulunduğunu da iddia eden kişiden, soruşturmada değerlendirmek ve ilgili personele ilişkin suç duyurusunda bulunmak üzere tüm kayıtlar talep edilmiş, ancak talebimiz kabul görmemiştir. Soruşturmanın tamamlanması akabinde Disiplin Kurulumuzun kararıyla ilgililerin iş akitleri 24 Şubat 2022'de feshedilerek, eş zamanlı olarak yetkili Cumhuriyet Savcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulmuştur."

    Açıklamada, "Bayındır Sağlık Grubu olarak yaşanan bu son derece müessif hadiseye dair hukuki sürecin en yakın takipçisi olduğumuzu ve olacağımızı tüm kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız" ifadesi kullanıldı.

  12. Toprak Mahsulleri Ofisi, et ve süt üreticileri için indirimli fiyattan arpa ve mısır satacak

    Hazine ve Maliye Bakanlığı

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati başkanlığında toplanan Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi'nde, et ve süt üreticilerinin maliyetlerinin azaltılması için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından normalden daha düşük fiyatlı arpa ve mısır satışının tekrar başlatılması kararlaştırıldı.

    Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Çiğ süt ve kırmızı et başta olmak üzere gıda ve tarım ürünlerinin yurt içi ve yurt dışı arz ve fiyatlarına ilişkin son dönemdeki gelişmeler analiz edilmiştir. Üretici ve hal fiyatları ile perakende fiyatları arasındaki farkın nedenlerini araştırmak için daha önce kurulan alt komitenin çalışma kapsamı genişletilmiştir" denildi.

    Komitede alınan yeni kararlara ilişkin ise "Et ve süt üreticilerimizin maliyetlerinin azaltılmasını teminen TMO tarafından uygun fiyatlı arpa ve mısır satışının tekrar başlaması kararlaştırılmış ve alınabilecek ilave tedbirler değerlendirilmiştir" açıklaması yapıldı.

  13. THY uçağının iniş sırasında lastiği patladı, yolcular tahliye edildi

    THY uçağı

    Türk Hava Yolları’nın (THY) İstanbul-Hatay seferini yapan yolcu uçağının Hatay Havalimanı’na inişinin ardından lastiği patladı. İtfaiye, aşırı ısınan iniş takımlarına müdahale ederken yolcular tahliye edildi.

    105 yolcunun bulunduğu THY uçağında meydana gelen olayla ilgili olarak Basın Müşaviri Yahya Üstün açıklama yaptı. Açıklamada, "TK-2256 sefer sayılı İstanbul (IST) - Hatay (HTY) seferinde uçağımızın iniş sırasında lastiği patlamıştır. Bu patlamaya bağlı olarak uçağın iniş takımlarından birinde aşırı ısınma meydana gelmiş ve itfaiye ekipleri iniş sonrası duruma hızlı şekilde müdahale ederek soğutmayı sağlamışlardır. Misafirlerimiz ve ekiplerimiz güvenli şekilde uçaktan tahliye edilmiştir. Sağlık durumlarında bir sorun yoktur. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" denildi.

    Olayın ardından Hatay Valiliği de bir açıklama yaparak havalimanı pistinin 24 saat süreyle uçuş trafiğine kapandığını bildirdi:

    "İstanbul-Hatay seferi yapmak üzere saat 02:50 sıralarında İstanbul'dan kalkış yapan Türk Hava Yollarına ait TK 2256 isimli uçak saat 03:11'de Hatay Havalimanındaki 04 pistine inişi esnasında tekerleri patlayıp alev almıştır. Olaya 35 saniyede müdahale ettiği tespit edilmiştir. Uçakta bulunan 105 yolcu ve 6 kabin personeli sorunsuz olarak uçaktan tahliye edilmiştir. Yaşanan bu olaydan dolayı havalimanımızın pisti 24 saat süreyle notamlanarak uçuş trafiğine kapatılmış olup, pistin tekrardan uçuş trafiğine açılması için çalışmalar ilgili birimlerce hızla devam etmektedir."