Got a TV Licence?

You need one to watch live TV on any channel or device, and BBC programmes on iPlayer. It’s the law.

Find out more
I don’t have a TV Licence.

Canlı anlatım

time_stated_uk

  1. Adnan Gerger

    Gazeteci-Yazar

    Uğur Mumcu

    24 Ocak 1993'teki Uğur Mumcu Suikastı'nın aydınlatılmasına ilişkin çağrılar bir kez daha gündemde. "Uğur Mumcu'yu Kim Öldürdü?" kitabının da yazarı olan gazeteci Adnan Gerger, suikastın detaylarını BBC Türkçe için kaleme almıştı.

    Daha fazla bilgi
    next
  2. Soylu: Af Örgütü'nün Türkiye'ye ilişkin işkence tespiti yok; sadece kötü muameleye ilişkin raporları var, o da uyuşturucu örgütlerine karşı

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya programda Türkiye'deki hak ihlalleri ile gözaltı ve tutuklamalardaki kötü muameleye ilişkin bir soru soruldu.

    Kendisinin Uluslararası Af Örgütü'nün muhatabı olduğunu ve sık sık karşı karşıya geldiklerini hatırlatan Soylu, "Her seferinde onlar Türkiye'de gideceği yerleri söylerler. Göndeririz, her yeri ziyaret ederler. 4,5 yıldır işkence ile ilgili en ufak bir şey önümüze koymadılar. Sistematik işkence ile ilgili önümüze bir şey koymadılar" dedi ve Af Örgütü'nün bu konulara siyasal gözlükle baktığını savundu.

    Af Örgütü'nün Türkiye hakkında işkence tespiti yapmadığını ancak sadece kötü muamele ile ilgili tespitlerinin olduğunu söyledi.

    Söz konusu kötü muamelelerin de uyuşturucu örgütlerine karşı olduğunu dile getiren Soylu, "Ben 'bacaklarını kırın' dedim ya, benden kaynaklanıyor" diye konuştu.

    Af Örgütü'nden cevap

    Uluslararası Af Örgütü Türkiye ise Süleyman Soylu'ya Twitter'dan Türkiye'de son yıllardaki işkence ve kötü muamele iddialarına dair acil eylem, rapor ve çağrıları paylaşarak cevap verdi.

    View more on twitter
  3. BBC Türkçe haberi hatırlatılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “BBC Türkçe ekonomik ve siyasi dezenformasyon kanalıdır” diyerek bu sebeple daha önce İngiltere İçişleri Bakanı’nı defalarca aradığını söyledi

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yaşanan son süreçte AKP tarafından yalnız bırakıldığına dair yapılan yorumlar soruldu.

    Soylu bu soruya, “Kim diyor?” diyerek yanıt verdi.

    Gazeteci Merdan Yanardağ, bunun üzerine bugün BBC Türkçe’de yayımlanan bir haberi hatırlattı.

    Soylu ise yanıt olarak, “Sürdürülebilir dezenformasyon var. BBC Türkçe dezenformasyon kanalıdır, hem ekonomik hem siyasi dezenformasyon kanalıdır. Ben Çalışma Bakanlığı yaptım, oradan beri takip ediyorum. Bunun için dostum olan İngiltere İçişleri Bakanı’nı defalarca aramış bir kişiyim, ‘Bakın burada bir yanlışlık var, bakın dezenformasyon yapıyor’ demişimdir. Ben kendi bakanlıklarıma sokmadım, ‘sokmayacaksınız, karşılaşmayacaksınız’, defalarca o dönem demişimdir. Bugün dünyaya gelmişiz gibi karşı karşıya kalıyoruz bazen. Kimlerin Türkiye’ye operasyon çektiğini hep beraber biliyoruz.” sözlerini sarf etti.

    BBC Türkçe’de bugün yayınlanan bir haberde hükümet cephesinde Sedat Peker’in iddialarının nasıl yankı bulduğuna yer verilmişti.

    Haberde yer alan iddialardan biri de Sedat Peker’in videolarında dile getirdiği, 9 Nisan 2021’de Peker'in evine yapılan baskında, küçük kızına silah doğrultulduğu ve eşinin bir polis memuru tarafından tüfekle duvara itildiğine dair sözleriydi.

    İçişleri Bakanı Soylu bu iddia ile ilgili olarak geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, Peker'in evinin arandığı baskının görüntülerini paylaşarak, "Yok kızıma şöyle yaptılar, kızıma böyle yaptılar. Gösterin bakalım videoyu, kızına ne yapılmış. Türk polisi ne yapacağını falan iyi bilir. Karısının iç çamaşırına sığınan acizler, edepsiz” demişti.

    Bugün yayınlanan haberde BBC Türkçe’ye konuşan bir hükümet yetkilisi ise, "Soylu’nun o yayında söyledikleri doğru değil. O operasyonda Peker’in çocuğuna silah doğrultmak gibi aileyi rencide edici olayların yaşandığı aslında biliniyor” dedi.

    BBC Türkçe haberi hatırlatılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “BBC Türkçe ekonomik ve siyasi dezenformasyon kanalıdır” diyerek bu sebeple daha önce İngiltere İçişleri Bakanı’nı defalarca aradığını söyledi
  4. Soylu: Kaftancıoğlu'nun korumasını aldım, 15 gün sonra Kaftancıoğlu DHKP/C tehdit etti. Niye tehdit etsin? Bir sektör oluşmuş

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sedat Peker’e koruma verilmesine yönelik tartışmalara değinirken, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun korumalarını aldığını söyledi.

    Soylu “Tehdit yoktu. Sizin tehdidiniz yok. Herhangi bir rapor yok, korumanız olması gerekir mi? Hayır” diye konuştu.

    15 gün sonra ise Kaftancıoğlu’nu DHKP/C’nin tehdit ettiğini söyleyen Soylu, “Niye tehdit etsin? Bir sektör oluşmuş” dedi.

    Soylu şöyle devam etti:

    “2017'de Özgür Taşdemir. Bütün sistematiği, iki yerde kumarhanesi var. Bu kumarhaneler sebebiyle, DHKP/C baskını sebebiyle, bu tehdidi yenilediler. DHKP/C'nin kurgu tehdidi üzerine bir tehdit daha yenilediler. Ben bunu 2018'in ortalarında öğrendim. Sedat Peker'in polis koruması olduğunu öğrendim. Canan Kaftancıoğlu'nun da koruması olduğunu bilmiyorum. Ama şunu söyleyeyim; Pervin Buldan'a korumayı ben verdim. O günün eş başkanı Sezai Temelli, ona da korumayı ben verdim.”

    Kaftancıoğlu: Madem tehdit yoktu öncesinde ne diye özel koruma statüsüne alınmışım?

    Program devam ederken Kaftancıoğlu ise Soylu’ya Twitter’dan cevap verdi.

    Soylu'ya, “Yalancı” diyen Kaftancıoğlu, “Madem tehdit yoktu (kendisinden daha büyük tehdit yok bu arada) öncesinde ne diye yakın koruma ve ardından da özel koruma statüsüne alınmışım?” diye yazdı.

    Kaftancıoğlu, Soylu için “Suç örgütleri ile tuttuğu işler ortalığa dökülen devletin utanç vesikası içinde bulunduğu kirliliği başkalarına yapıştırmaya çalışmakta. Benim adım Canan Kaftancıoğlu, adım Süleyman Soylu değil ki onun gibi terör örgütleriyle iş tutayım!” dedi.

    View more on twitter
  5. Soylu, “10 bin dolar alan siyasetçi kim?” sorusuna, “Bu işin ötesi var” diyerek yanıt verdi

    Süleyman Soylu, TRT televizyonunda yaptığı röportaj sırasında Sedat Peker’in bir siyasetçiye 10 bin dolar verdiğini öne sürmüştü.

    Bu siyasetçinin kim olduğu sorusuna Soylu, yargıya başvurduğunu vurgulayarak yanıt verdi.

    “Ben bir kere bir İçişleri Bakanı’yım. Bunun biraz daha ötesi var” diyen Soylu, başsavcının kendisini çağıracağını ve Peker ile ilgili neden daha önce işlem yapılmadığının açıklamasını isteyeceğini dile getirdi.

    Soylu, Peker’in kendisi için “Benim çıkış biletimdin” dediği sözlerine ise Peker için ‘sapkın’ diyerek yanıt verdi.

    Quote Message: “Bu dosya niçin ayrıldı? Niçin yakalama çıkarmadınız?” Ankara'da bunu söyleyeceğim. İstanbul'da 2018'de başlayan soruşturmadan sonra 2019 Kasım ayında, suç örgütü ele başısı yurt dışına çıktı. Emniyet'ten dosya fezlekeyle Adliye'ye gitti. Adliye'den üç gün sonra yurt dışına çıktı. O tarihten, bundan 3 ay öncesine kadar İstanbul Emniyet Müdürü, 'Bu dosyayı ne yapacağız' dediği zaman 'Gereğini yerine getirin' dedim. İşlem niçin yapılmadı? Bunun sorumlusu ben değilim. Ben bu meselenin nasıl olduğunu, hukuki izahatını isteyeceğim.
  6. Soylu, Mehmet Ağar’ın bir marinada görev almasının doğru olmadığını söyledi: “48 saat içinde ben olsam ayrılırım”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya Mehmet Ağar ile ilgili sorular da yöneltildi.

    Soylu, öncelikli olarak bu soruya, “Benimle ilgili karanlık, mafya, bir tek şey söylesinler hayatımdan vazgeçerim. Benim bir tek gayrikanuni işle ilişkim olduğunu ortaya koysunlar hayatımdan vazgeçerim. Ben bu ülkenin evladıyım. Tayyip Erdoğan bu ülke için büyük bir fırsattır. Bizim yapmamız gereken tertemiz kalıp, onun ortaya koyduğu adımlara destek olmaktır” dedi.

    Bu sözlerinin ardından Soylu, Ağar’ın bir marinada görev almasının doğru olmadığını aktararak, “Bir kardeşi olarak söylüyorum, ben olsam ayrılırdım” dedi.

    Quote Message: Bir devlet bürokratının, bir sivil siyasi partide aktif pozisyonda yer almasına karşıyım. Ben sivil siyasetin tarafıyım. Bu mücadeleyi bunun için gerçekleştirdik. Rahmetli Kozakçıoğlu ve Necdet Menzir'e de karşıydım. Çok net söylüyorum. Demokrasi ve sivil siyasetin buna müsaade etmeyeceğini söyledim. İnsanların kişiliğine karşı değilim. Korkut Eken gibi tiplerin, geçmişte yaptıkları görevlerden dolayı Cevdat Öneş, Mehmet Eymür gibi tiplerin bugün hala söz söylemelerinin devlet adabıyla uyuşmadığına inanan bir insanım. Devlet bana bir sır emanet etmiş. Eski abilerimizin bizi bir şeyin önüne atıp, devletin savcılarını göreve davet etmesine katılmıyorum.
    Quote Message: Sayın Ağar'ın marinada görev alması doğru mu? 48 saat içinde ben olsam ayrılırım. İçişleri Bakanı olarak söylüyorum. Bu tip insanlar bir yerde bulunduğu zaman bunları bu meselenin üzerinden yormak kolaydır. Benim bir sigorta şirketim var. Benim hayatta sevdiğim işlerden bir tanesi. Küçük bir odam var. O yazıcının sigorta poliçesini kesmesi hoşuma gider. Çoluk çocuğumla namusumla para kazanıyorum.
    Soylu, Mehmet Ağar’ın bir marinada görev almasının doğru olmadığını söyledi: “48 saat içinde ben olsam ayrılırım”

    Marina tartışması nedir?

    Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ı, Gülen Yapılanması'yla ilişkili olduğu suçlamasıyla ceza alıp tahliye edilen, Palmali Holding'in sahibi Mübariz Mansimov Gurbanoğlu'na kumpas kurmakla ve Mansimov'a ait Yalıkavak Marina'yı ele geçirmekle suçlamıştı.

    Hakkındaki bu iddiaları reddeden Ağar, "Biz orada olmasaydık, oraya (marinaya) mafya çökecekti" demişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu açıklama nedeniyle Ağar’a tepki göstermişti.

    Tepkiler ardından Ağar, 13 Mayıs'ta bu sözleri "dil sürçmesi" olarak nitelendirerek hem Soylu hem de Emniyet Teşkilatı'ndan özür dilemişti.

  7. Soylu: Atilla Peker, Kutlu Adalı cinayeti nedeniyle gözaltına alınmalıydı

    Süleyman Soylu, Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker’in gözaltına alınmasıyla ilgili de konuştu.

    Soylu, Atilla Peker’in Sedat Peker’in itiraflarının ardından gözaltına alınmadığını ve ruhsatsız silah bulundurma ihbarı sebebiyle gözaltına alındığını söyledi.

    Atilla Peker’in Kutlu Adalı cinayeti nedeniyle gözaltına alınması gerektiğini söyleyen Soylu şöyle devam etti:

    “Ben niye iddiaları ciddiye almayayım? Benim görevim önleyiciliktir. Meseleyi gördüğüm an meseleye müdahale etmektir görevim.

    "En ufak bir şey varsa, eğer açık duruyorsa bu bizim namus meselemizdir. Kıbrıs içinde kim yaptıysa bedelini ödemekle mükelleftir. Bizim dönemimizde bir Hablemitoğlu, onun dışında bir tane faili meçhul cinayet var mı? Biz terörle mücadele ediyoruz değil mi? 4,5 yıldır bakanlık yapıyorum ben, iç güvenlikle ilgili terörle mücadele meselesi kime ait? Ne olursunuz söyleyin, eğer böyle bir şey varsa, bakın ben boş kağıda imza atmaya hazırım, terörle mücadelede bu başarının altında gayri hukuki, beyaz toros, faili meçhul cinayetler varsa, getirin boş kağıtlar getirin istifa edeyim.

    Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın, Kutlu Adalı'yı öldürtmek için kendisinden tetikçi talep ettiğini iddia etmişti.

    Peker, bu talep üzerine kardeşi Atilla Peker'i Kıbrıs'a gönderdiğini, ancak sonradan Korkut Eken ile görüştüğünde "başka bir ekibin Adalı'yı öldürdüğünün söylendiğini" öne sürmüştü.

    SOYLU
  8. Soylu, AKP’li Külünk ile ilgili iddialar hakkında bilgisi olmadığını söyledi

    Sedat Peker, videolarının birinde eski AKP Elazığ milletvekili Fevzi İşbaşaran'ı bir milletvekilinin talebiyle dövdürdüğünü öne sürmüştü.

    Kulislerde ve kimi yazılarda bu milletvekilinin AKP MKYK Üyesi Metin Külünk olduğu iddia edilmişti.

    Programda gazeteci İsmail Saymaz, Külünk ile ilgili bu iddiaları da sordu.

    Soylu, konuyla ilgili bilgisi olmadığını söyledi ve “Her kriminal olayı biliyor değilim. Kaçmam da söylerim. Rize'de çay kaçakçılığından dolayı adam öldürüyor. Öldüren bunlar [Sedat Peker]. Mahkeme toplanıyor. Olay ortadan kalkıyor. 1998-2000. Meselenin nasıl devletin içine sirayet ettiğine anlatmak için ifade etmeye çalışıyorum. Ben bu ülkenin evladıyım. Bugün İçişleri Bakanıyım, yarın değilim. Ben bunları ifade etmezsem sorumlu hissederim kendimi” diye konuştu.

    Peker, videolarının birinde İşbaşaran'ı dövdürdüğünü açıklamış ve “Bir tane milletvekili dostumuz var o dönem. Yanıma geldi 'Bu namus meselesi' dedi, 'Böyle söylüyorlar, ben bir gidip görüşeyim, kardeşim bununla ilgilensin' dedi. Geldi. O milletvekilinin ismini söylemeyeyim, iyi bir dostumuz, hemşehrimiz. Onu da pasifize etmişlerdi, şimdi tekrardan MKYK'ya aldılar" demişti.

    Soylu
  9. Soylu, Peker’e verilen korumayı ‘DHKP-C, mafya ve FETÖ’ ile ilişkili olduğunu öne sürdüğü Kadıköy’ün eski emniyet müdürü olan Nurettin Demir’e bağladı

    Süleyman Soylu, Sedat Peker’e koruma verilmesiyle ilgili soruları da yanıtladı.

    Soylu, Peker’e 2015 yılında koruma verilmesinin Kadıköy’ün eski emniyet müdürü olan Nurettin Demir ile ilişkili olduğunu söyledi.

    Soylu, Demir’in “DHKP-C, mafya ve FETÖ adı verilen suç örgütüyle bağlantılı olduğunu” söyleyerek Demir’i daha sonra bu görevden aldığını aktardı.

    Soylu koruma konusuyla ilgili olarak, “İstanbul’da verilen her korumanın kime verildiğini bu dönemde de bilemeyebilirim. Sadece özel koruma vardı, o benim onayımla verilir. Yakın koruma ise İl Emniyet Müdürü tehditleri belirler, öyle verilir. Benim dönemimde bunun sayısı 5 bine düştü. Bunun yüzde 40’ı da hakim ve savcılarda” dedi.

    Soylu, Peker’in korumasının olduğunu 2018’de öğrendiğinde ise korumanın kaldırılmasını istediğini söyledi: “İstihbarat Başkanımız, ‘Bir operasyondayız, biraz sabredin’ dedi. Operasyonun ardından da kaldırdık korumayı.”

  10. İçişleri Bakanı Soylu, Sedat Peker’in tecavüzle suçlandığını ve dosyanın kapatıldığını öne sürdü

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk televizyonundaki yayında organize suç örgütü kurmak suçlamasıyla aranan ve yurt dışında bulunan Sedat Peker’in tecavüzle suçlandığını ve bu suçunun üstünün örtüldüğünü öne sürdü.

    Peker’in evine yapılan bir baskınla ilgili 2003 yılına ait bir gazete kupürünü de gösteren Soylu, “Bu kadar cürümün içerisinde olan bir kişi tecavüz etmiş bir kıza. Karakola gidiyor, emniyette teşhis ediyor 'Budur' diyor. Dosya orada kapanıyor. Benim iddiam yok, belge var. Ben bir iddianın sahibi değilim. Tecavüzden dolayı karakola götürülüyor. Netice itibariyle orada her şey kapanıyor” sözleriyle olayı anlattı.

    Bunun üzerine gazeteci İsmail Saymaz, Soylu’nun ‘mafya pisliği’ olarak tanımladığı Peker’in 2015 yılında AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek mitingleri düzenlediğini hatırlatarak, “Ak Partililer de destek verdi” dedi.

    Soylu bunun üzerine, “genellemenin yanlış olacağını” dile getirdi.

    Sedat Peker ise Soylu’nun bu iddiasını Twitter üzerinden reddetti.

    View more on twitter
  11. Soylu: Davutoğlu, AKP MYK üyelerine 'Hepinizin odalarında neler konuştuğunu dinletiyorum ve biliyorum' dedi

    Soylu

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk TV’de Açık ve Net Özel programında, Kübra Par moderatörlüğünde; gazeteciler Merdan Yanardağ, İsmail Saymaz, Veyis Ateş ve Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlıyor.

    Soylu, 7 Haziran seçimleri sonrasında AKP’nin diğer partilerle koalisyon görüşmelerinde dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun şiddetli tartışmalar neticesinde dengesini yitirdiğini ve bu sebeple de “Hepinizin odalarında neler konuştuğunu dinletiyorum ve biliyorum” dediğini aktardı.

    Soylu, "Bunun ne anlama geldigi apaçık ortada. Fiziki takibe dair dedikodular da iddia edildi ama karineye ulaşamadık" dedi.

    Quote Message: Sayın Cumhurbaşkanımızın külliyeye nasıl sıkıştırılmak istendiğini hep beraber gördük. Hakikaten bu meselelerin hangi siyasal sonuçlar doğurduğunu da bütün Türkiye gördü. Ben teşkilat başkanıydım. Sayın Davutoğlu ile çalıştım da. O dönem de çok iyi olmadığımız süreçler yaşadık. Biz 6-7 arkadaş biraraya geldik, 'bu mesele tehlikeyi bir noktaya gidiyor' dedik. 'Bunun geri dönüşü olmayacak' dedik."
    Quote Message: Burada ortaya çıkan süreç tam anlamıyla, biz arkadaşımızla mücadele başlattık, 3-4 arkadaşımız ve o zaman da büyüklerimiz vardı. İsimlerini vermeyeyim. Sayın Davutoğlu'nun partinin içerisinde, partinin genel kuruluş kodlarını, yürüyüşünü, vizyonunu, sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuna uygun hareket etmediği kanaatini bir vesileyle gördük." from Süleyman Soylu
    Süleyman Soylu
  12. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polonya Cumhurbaşkanı Duda ile basın toplantısı yaptı: 'Türkiye, tarihinde ilk kez NATO ve AB üyesi bir ülkeye İHA ihraç edecek'

    Duda ve Erdoğan

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Sebastian Duda ile imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

    Erdoğan burada yaptığı konuşmada, savunma sanayii konusuna değinerek, "Son 19 yılda attığımız adımlarla sadece yılların ihmallerini gidermekle kalmadık, aynı zamanda bu alanda ülkemizi devler ligine taşıdık" dedi.

    Erdoğan, Polonya'ya yapılacak olan Bayraktar TB2 SİHA ihracına ilişkin, "Türkiye, tarihinde ilk kez, NATO ve AB üyesi bir ülkeye insansız hava aracı ihraç edecektir" diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Geliştirilmiş Hava Polisliği Misyonu kapsamında, F-16 uçaklarının yakında Polonya'ya gideceğini bildirdi.

    Erdoğan, şöyle devam etti:

    Quote Message: Polonya'nın, NATO'nun Türkiye'ye uyarlanmış güvence tedbirleri kapsamında İncirlik Üssü'müze deniz karakol uçağı ve askeri misyon göndermesini memnuniyetle karşılıyoruz."
  13. Binali Yıldırım'dan Sedat Peker'in iddialarına açıklama: 'Hukuki yollar açık, biz de gerekli adımları atacağız'

    Binali Yıldırım

    Binali Yıldırım, "Sedat Peker'in iddialarıyla ilgili gerekli açıklamaları yaptım, hukuki yollar açık, biz de gerekli adımları atacağız" açıklamasını yaptı.

    AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in, oğlu Erkam Yıldırım ilgili olarak ortaya attığı, "Venezuela'ya yeni bir uyuşturucu güzergahı kurmak için gitti" iddiasını reddetmişti.

    Binali Yıldırım, Sedat Peker'in 'uyuşturucu' iddialarını reddetti: "Oğlum Venezuela'ya Covid malzemesi dağıtmak için gitti" - BBC News Türkçe

  14. Akşener'den Soylu'ya: Kendi isteğiyle, soruşturma sonuçlanana kadar görevinden ayrılması partisinin geleceği açısından elzemdir

    Meral Akşener

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sedat Peker’in videolarında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki iddialarıyla ilgili olarak, "Bu iddialar savcılar tarafından mutlaka araştırılmalıdır. Sayın Soylu’nun da soruşturmanın selameti açısından kendi isteğiyle, soruşturma sonuçlanana kadar görevinden ayrılması, partisinin geleceği, çok sevdiği sayın Cumhurbaşkanının seçimi açısından elzemdir" ifadelerini kullandı.

    Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya benzetmesi ile ilgi ifadelerinin de çarpıtıldığını belirterek, "Benim Netanyahu ile ilgili söylediklerim belli, çarpıttılar. Sedat Peker’in söyledikleri var, ona ne cevap verecek arkadaşlar? Buna cevap vermesi gerekirken Meral Akşener konuştu onu çarptıralım dediler" diye konuştu.

    Akşener, İkizdere ziyaretinde çıkan gerginlikle ilgili olarak ise "Bu çarptırmanın İkizdere’deki boyutu iğrençti çünkü biz İkizdere'deki esnaftan orada yaşayan insanlardan saygısızlık görmedik. Aynı şekilde Çayeli’de de bir şey görmedik bu neyi gösteriyor, cevap verilemeyen soruların ağırlığı altında eğilmenin tezahürü. O sorulara cevap versinler önce" dedi.

  15. Soma Davası'nda avukatların reddi hakim talebi reddedildi, bir sonraki duruşma 14 Haziran'da

    Soma davası

    Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin işlettiği madende 301 maden işçisinin yaşamını yitirmesiyle ilgili Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlayan yargılama sürecinde ikinci duruşma sona erdi.

    Daha önce “olası kastla insan öldürme” suçundan ceza alan sanıklar hakkında Yargıtay 12. Ceza Dairesinin Ocak 2021’de "bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçundan ceza verilmesini istemesi üzerine sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ile baş mühendisler Efkan Kurt, Adem Ormanoğlu ve Haluk Evinç yeniden yargılanıyor.

    Duruşmaya sanık Can Gürkan ve avukatları bulundukları kentlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Aileler ve avukatları ise duruşmada hazır bulundu.

    Müşteki avukatları mahkemeyi reddetti

    Müşteki avukatları, sanıkların mahkemeye getirilmemesine, SEGBİS ile ifade vermesine tepki gösterdi.

    Avukat Nergiz Tuba Aslan, mahkeme heyetini bir kez daha reddetti, “Başkan sıfatıyla sizi ve iki üyenizi reddediyoruz” dedi.

    Avukat Seçil Ege Değerli ise “İlk atandığınız zaman da sizi reddetmiştik, hâlâ değişen bir şey yok. Hatta özel olarak atandığınız yönünde kanaatimiz daha da güçlendi” dedi.

    Değerli, “Bu yargılamayı yürütmek bizler için fazlasıyla yorucu ama bu yorgunluk sizi olası kasta ikna etmeye çalışmaktan. 6 yıldır buna emek veren avukatlar ile davasının peşinden koşan insanlarla dalga geçiyorsunuz. Sadece sizi değil istinaf mahkemesini ve savcıyı da reddediyoruz” diye ekledi.

    Heyetin reddettiği hakimin reddi talebine yönelik itiraz, Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Bir sonraki duruşma 14 Haziran Pazartesi saat 09.00'da yapılacak.

  16. Habertürk yayını

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk TV’de Açık ve Net Özel programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın Yalıkavak Marina'da "görev almasının doğru olmadığını" söyleyen Soylu, "Ben olsam 48 saat içinde ayrılırım" diye konuştu. Gelişmeler canlı anlatım sayfamızda.

    Daha fazla bilgi
    next
  17. Mahkeme, CHP Edirne İl Başkanlığı'nda asılan “128 milyar dolar nerede?” afişinin kaldırılmasına yapılan itirazı kabul etti

    Edirne

    CHP Edirne il Başkanlığı’nın astığı ve savcılık kararıyla 13 Nisan’da kaldırılan “128 milyar dolar nerede?” afişi hakkında 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan itiraz kabul edilerek, bilboardlar ve il binasındaki afişe el koyma kararı kaldırıldı.

    Sözcü gazetesinde yer alan habere göre, konuyla ilgili iki ayrı mahkemenin devam ettiğini belirten CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı, “Birincisi bilboardlar ve parti binasına asılan ‘128 milyar dolar nerede?’ afişleri ile ilgiliydi. 1.Sulh Ceza Hakimliği'ne yaptığımız itiraz kabul edilerek, afişlere el koyma kararı mahkeme tarafından kaldırılmış oldu. Verilen karar Türkiye’de bir ilk oldu" dedi.

    Pekcanlı, ikincisi mahkemenin ise valiliğin kararıyla toplatılan afişlerle ilgili olduğunu belirterek "Pandemi kısıtlamasında afiş asmak yasak olduğu gerekçesiyle kabahatler kanunundan 400-500 TL para cezası kesildi. Ona da itirazda bulunduk” diye konuştu.

    Pekcanlı, mahkeme kararı ile ilgili haberi Facebook hesabından "Adalet" ifadesiyle duyurdu.

  18. CHP, Soylu’nun Sedat Peker’den 10 bin dolar aldığını öne sürdüğü siyasetçinin kimliğinin açıklanması için TBMM’ye başvurdu

    CHP TBMM Grubu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun gündeme getirdiği “organize suç örgütünden 10 bin dolar alan siyasetçi”nin kimliğinin açıklanması için TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a başvurdu.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve 134 milletvekili tarafından imzalanan yazıda, “İçişleri Bakanı Soylu’nun üstünü kapalı bıraktığı iddia, tüm milletvekillerini töhmet altında bırakmıştır. Demokrasi ve hukuk devleti ilkesinin üzerinize yüklediği sorumluluğu yerine getirmenizi talep ediyoruz” denildi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç ile birlikte tüm milletvekilleri tarafından imzalanan yazıda, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT televizyonunda 19 Mayıs 2021 tarihinde organize suç lideri Sedat Peker ve gazeteci Hadi Özışık arasındaki konuşmaya atıfla, “Kim keklemiş ise hesabını ondan sorsun, ayda 10 bin dolar hangi siyasetçiye gönderiyorsa ondan sorsun” şeklinde yaptığı açıklamaya dikkat çekildi.

    Quote Message: Yetkisini milletten alan siyasetçilerin organize suç örgütü üyeleri ya da liderleriyle para trafiğine girmiş olmasının, bir İçişleri Bakanı tarafından dile getirilmesi, büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişinin, söz konusu ilişki ağını bilmesine karşın hiçbir işlem yapmamış olması, vahim bir tabloya işaret etmektedir. İçişleri Bakanı’nın iddia ettiği ismi ve ilişki ağını açıklamasına yönelik çağrılar, bugüne kadar yanıtsız kalmıştır. Bakan Süleyman Soylu'nun bu şekilde dile getirdiği ve üstünü kapalı bıraktığı iddia, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin saygınlığına gölge düşürmüş ve tüm milletvekillerini töhmet altında bırakmıştır.
    Quote Message: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak sizin asli göreviniz, Meclisimizin saygınlığı ve milletvekillerinin onurunu korumak adına iddianın açıklığa kavuşturulmasını sağlamaktır. İddia edildiği üzere organize suç örgütünden maddi gelir elde eden bir siyasetçi bulunuyorsa ve söz konusu siyasetçi mevcut ya da geçmiş yasama dönemlerinde Parlamento’da görev almışsa, derhal kamuoyuna açıklanmalı ve gereği yapılmalıdır. Siyaset, kirli ilişki ağlarından temizlenmelidir. Demokrasi ve hukuk devleti ilkesinin üzerinize yüklediği sorumluluğu yerine getirmenizi talep ediyoruz.
    CHP, Soylu’nun Sedat Peker’den 10 bin dolar aldığını öne sürdüğü siyasetçinin kimliğinin açıklanması için TBMM’ye başvurdu